sakome: "ufff.... çok üzgünüm. arkadaşınla buluşmak istedin ama o evde yok...." gerçekten onun duygularını değiştirmeye veya bir şekilde aydınlatmaya ve neşelendirmeye çalışmıyoruz. özellikle de bunun önemsiz olduğunu kabul etmeye çalışmıyoruz. bizim için çocuğumuzun duyguları ciddidir, gerçektir ve biz sadece onları adlandırıyoruz ve birlikte yaşamak için elimizden geleni yapıyoruz.
sordum, onun hüznünü neyin tetiklediğini.
sordum, neden?
ağlamasına izin veriyorum, kollarımda tutarak okşuyorum, öpüyorum, yansıtmayı, dinlemeyi, güzel şeyler söylemeyi deniyorum.
-
klausineju kas nutiko, su kuo nesutare darzelyje.
apkabinu, özür dilerim eğer bu onu azarladığım içinse, onu neşelendirmeye çalışıyorum ve sonra neden üzüldüğünü konuşmak istiyorum eğer bilmiyorsam.
üzgünüm, ya da üzüntünün nedenini arıyorum.
üzüntünün nedenini anlıyorum ve açıklıyorum.
raminu
apsikabiname. diğer şeylere dikkatini dağıtmamaya çalışıyoruz.
onu sakinleştirmeye çalışıyorum, neyin üzüntü verdiğini anlamaya çalışıyorum ve birlikte durumun kötü ve iyi yanlarını görmeye çalışıyoruz ya da çok üzülmesi için bir sebep yoksa dikkatini başka yöne yönlendirmeye çalışıyorum.
kalbames
duruma göre, ya da yalnız kalmak isterseniz yalnız kalmanıza izin verilir, eğer sarılırsak kucaklaşırız ve neyin nasıl ve neden olduğunu anlatırız. elbette önce sebebini sorarız.
sorarım, sana nasıl yardımcı olabilirim? eğer yardımcı olmuyorsa, sadece yanımda oturuyorum. kendi üzüntümle ilgili deneyimlerimi paylaşıyorum. üzüntü duymanın normal bir his olduğunu söylüyorum.
kucaklaşalım ve kucaklaşalım
üzgün çocuğun nedenini anlıyorum.
kalbimizi ve durumu analiz ediyoruz, bunun neden böyle olduğunu.
issiaiskinu priezasti
kalbederiz neden üzgün olduğunu, ne yapmak istediğini ve onu neşelendireceğini.
pakalbinu, üzüntünün nedenini anlıyorum.
guodžiu, konuşuyorum.
leidziamia laika kartu.
sordum, neden üzgün olduğunu.
en sık, her şeyin iyi olacağını, düzeleceğini falan söylersin.
apkabinu, nuraminu
duruma göre bazen teselli ederim, bazen de üzülmelerine izin veririm.